Cuma, 26 Nisan, 2024

Galeri

Slayt Gösterisi: Başla

AHMED MUSTAFA U HACI

AHMED MUSTAFA U HACI
Tıklama: 2849
Sıralama:
Boyut: 600 x 450
Dosya Boyutu: 35,13 KB
Ekleyen: delilerkoyu.com
Ekleyen Yorumlar
Ziyaretçi
Yorum eklenme: 27.03.2012 10:01

long cocktail dress long cocktail dress cheap wedding dresses uk cheap wedding dresses uk lace sleeve dresses lace sleeve dresses full figure evening dresses full figure evening dresses cheap beach wedding dress cheap beach wedding dress brides dresses brides dresses wedding

115.196.89.174
Yorum eklenme: 21.04.2013 19:10

Formal dresses for weddings

formal dresses for weddings

how to make flower girl basketsWhat style will I choose? What the best heel height? What colour? What material? When do I need them? What wedding dresses for sale about my bridesmaids? Questions questions questions. Check out the latest in fashion prom dress boutique Bella. If not let her know you would like her to get the other dress. It wedding dresses 2013 doesn look bad, but a shorter length dress would look better. Sameera was locked into her cell and never saw the light of day again. And David thought it would be nice if he gave them a honeymoon too. Give her a little electronic help and it will work wonders for you too, I still have photographs of her dressed that way in long-ago Christmas parties with the Staff and Guests! Late at night, I could hear the old Majors and such talking about their experiences in the War overseas, such as Borneo, Malaya and other exotic places. We signed about 15 documents stating we didn want phone calls, e-mails, mail, and continued to get all three until after the wedding date. I was at a graduation where formal dresses for weddings a girl wore a dress that made her look like a bridesmaid, not a graduate. Finally, you will have to take into consideration the personality of the wearer. For brides who wish to not worry about the sand that may seep in their long robes, they can opt for short dresses. Pamela Dixon, a bride-to-be, stated the ˜Running of the Brides™ was harsh: "The women are rude. Other cheap wedding ideas include asking friends and family formal dresses for weddings to donate their own personal talents to save you money. A strapless gown with a fitted waist and a flouncy skirt will look feminine and flattering. In almost all Indian families parents are the final decision makers for choosing the life partner for their children, I realized that I need to put some real time into studying art more (and I"m excited to do so). It depends on each person, their work, and how well it ranks! There is a lot of helpful information on Squidoo to help you get started earning. Crystals and glass elements in wedding flowers and centerpieces, hanging chandeliers over the tables wedding dresses 2013 and creating glass tier flower arrangements. In any case, buy more rather than less unless it"s incredibly expensive fabric formal dresses for weddings because running out sucks, There is simply no such thing as the perfect partner. The online store gets hot clothes, the best way is to buy online. Julie Watson created a classic and yummy cake that served as the base for the handmade sillouette topper. wedding dresses 2013 But he does make it something that Earthlings can fight back with and he assigns Rito to the job of challenging. Before buying it from any online shopping store, keep in mind to check the size, color and shipping policy of the shopping store, These bold women of color, purple, orange, pink, chiffon evening dresses, emerald green is the necessary style

Ziyaret
Yorum eklenme: 08.02.2015 09:14

I enjoy the depth.

Ziyaretçi
Yorum eklenme: 30.12.2020 11:39

I quite like the shades.

Ziyaretçi
  dgtip
DatsoGallery
By Andrey Datso

iLETiSiM-ADMiN ULASIM

KÖYDEN HABERLER/DUYURULAR

izettin ARIKAN (azoy mistafi isse) vefat etti...

Koyumuz sakinlerinden izettin ARIKAN (azoy mistafi isse) 02.08.2011 tarihinde hakkin rahmetine kavustu.Allahtan rahmet yakinlarina sabir diliyoruz

11 Temmuz 09: Radyomuz acildi

--> RADYOYA GIRMEK ICIN TIKLAYIN <--  

RADYOMUZU SÜREKLI ACIK TUTACAK DJLERE IHTIYACIMIZ VAR ILGILENEN ARKADASLARI BEKLIYORUZ

AYSE CEMBERLITAS (ase hame) allahin rahmetine kavusmustu.Kendisine allahtan rahmet; ailesine ve yakinarina sabir dileriz...(27/10/2011)

azoy mistafiyi isse( izettin ARIKAN)

Koyumuz sakinlerinden izettin ARIKAN (azoy mistafi isse) 02.08.2011 tarihinde hakkin rahmetine kavustu.Allahtan rahmet yakinlarina sabir diliyoruz

Haci Emini Kale vefaat etti...

Köyümüz sakinlerinden Emin Özel (Haci Emini Kale) 02.06.2009 tarihinde hakkin rahmetine kavustu. Allahtan rahmet yakinlarina sabir diliyoruz  

KÖYÜMÜZÜN YASLILARINA AIT VEYA KÖYÜMÜZE AIT ESKI FOTOGRAFLARINIZI BEKLIYORUZ

info@delilerkoyu.com

SIIR SAYFAMIZ ACILMISTIR YAYINLANMASINI ISTEDIGINIZ SIIRLERINIZI BEKLIYORUZ LÜTFEN ULASIM KONTAKTAN SIIRLERINIZI GÖNDERIN

info@delilerkoyu.com  

Telli-i Meci Sirifi Albata (Telli Gercek) Vefat Etti...

Köyümüzün sakinlerinden Meci Sirifin kizi Telli(Ekrem Gercek`in hanimi Telli Gercek) 07.08.2009 tarihinde hakkin rahmetine kavustu. Merhuma Allahtan rahmet yakinlarina da sabir diliyoruz

Sevket Yener vefat etti…

Köyümüz sakinlerinden Sevket YENER 22.12.2009 tarihinde hakkin rahmetine kavustu. Allahtan rahmet yakinlarina sabir diliyoruz


 

 

SEMS U ........??

MUSTAFA U ???????

MUSTAFA U PERIHAN

MECIT U EMINE

ENGIN U HULYA

SERVET U BIRGUL

 

MEHMET u AYSE


 

Şanlıurfa'ya 15 Milyon Liralık Turizm Yolu

Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç,Halfeti-Bozova- Yaylak turizm yolunun 15 milyon 500 bin liraya mal olacağını söyledi.

Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç, karayolları ağına alınarak yapımına başlanan 47.7 kilometrelik Halfeti-Bozova- Yaylak turizm yolunun 15 milyon 500 bin liraya mal olacağını söyledi.

Şanlıurfa Valisi
Celalettin Güvenç, turizm yolu çalışmalarının başlatıldığı Halfetiİlçesi'nde incelemelerde bulundu. Vali Güvenç, kaymakamlık binasında HalfetiKaymakamı Mehmet Keklik, Bozova Kaymakamı Recep Öztürk, Halfeti Belediye Başkanı Mahmut Özdemir, BozovaBelediye Başkanı Hasan Arusoğlu, YaylakBelediye Başkanı İbrahim Halil Göçer ve Karayolları 9'uncu Bölge Müdürü Şamil Gülen ve muhtarlarla toplantı yaptı. Turizm yoluyla ilgili çalışmaları anlatan Vali Güvenç, "Ne kadar bize kolaylık sağlanırsa yardımcı olunursa biz de bu işi rahat bir şekilde bitiririz. Toplamda 47.7 kilometre uzunluğunda bir yolumuz olacak. Halfeti'nin Yukarı Göklü beldesinden Bozova'nın Yaylak beldesine uzanan bir yol. Bozova veHalfeti'de kaymakamlarımıza iki ayrı ihale yaptırdık. İki ayrı müteahhit çalışsın çabuk olsun diye düşündük. Toplam bu işin devlete maliyeti de keşif artışı olmasa 15 milyon 500 bin lira" dedi.

Vali
Celalettin Güvenç, konuşmasının ardından yolun yapılmasında katkısı bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'i telefonla arayarak teşekkür etti. Telefonla toplantıya katılanlarla seslenen Bakan Çelik, "Yol çalışmamız herkese hayırlı olsun. Zor bir süreçten geçerek bu yolun inşaat çalışmasına başlamış bulunuyorsunuz. Bu yolun karayolları bünyesinde yapılması önemli bir mücadeleyi gerektirdi. Bir rüyayı ve bir hedefimizi daha gerçekleştirdik" diye konuştu.

Toplantının ardından Vali Güvenç ve beraberindekiler, ilçe sakinleriyle görüşmeler yaptı.



 

Fransa’da ormanlık alanda bulunan erkek cesedinin bir aydır kayıp olan Mehmet Fırat’a ait olduğu üzerinde duruluyor

Fransa’nın Bergères-sous-Montmirail bölgesinde, işkence edilerek öldürülen sonra ormana bırakılan cesedin, bir ay önce ortadan kaybolan Mehmet Fırat’a ait olam ihtimali yüksek. Cesedin üzerindeki elbiseleri maktulün dayısı Mustafa Öner tanıdı. Cesedin Mehmet Fırat’a ait olup olmadığı DNA testinden sonra kesinlik kazanacak.

Fransa’nın Bergères-sous-Montmirail bölgesinde bulunan erkek cesetinin bir Türk göçmene ait olabileceği ortaya çıktı. Bir ay önce önce ortadan kaybolan ve ailesi tarafından Paris polisine kayıp olduğu bildirilen Mehmet Fırat’a (23) ait olduğu düşünülen ceset 26 Mayıs 2013 Pazar günü Reims şehrinin Bergères-sous-Montmirail ormanlık alanında bulundu. Fransız bir kadın tarafından bulunan erkek cesedinin Reims Jandarması ve olay yeri inceleme ekipleri tarafından incelendiği açıklandı. Her yerde yeğenini arayan, dayı Mustafa Öner, basında çıkan haberler üzerine polise başvurarak, bulunan cesedin bir ay önce ortadan kaybolan Mehmet Fırat’ ait olabileceğini bildirildi. Ceset halen otopside olduğu için Öner’e gösterilmezken, cesetten çıkarılan elbiselerin kayıp Mehmet Fırat’a ait olduğu anlaşıldı.

Olay yerinde incelemelerde bulunan güvenlik görevlileri, Fırat’ın iki hafta önce öldürülerek, cesetinin ormanlık alana bırakıldığını açıkladı. Vücudunda ölmeden önce darp edildiğine dair belirgin izler bulunan maktulün ellerinin elektrik kablosu ile bağlandığı ve öldüresiye dövüldüğü belirtiliyor. Olay yerinde yapılan incelemede maktulün vucudunda çok sayıda kırığın ve doku ezilmelerin olduğu, Fransız basınında geniş yer buldu.

İŞKENCE YAPILMIŞ VE KAFASI BALYOZLA EZİLMİŞ

Cesedi teşhis etmek için Reims Adli Tıp Kurumu yetkilileri ile görüşen Mustafa Öner, kendisine gösterilen elbiselerin yeğeni Mehmet Fırat’ a ait olduğunu açıkladı. Öner,
"Yeğenime görülmemiş işkenceler yapılmış. Polis yetkilileri bana yeğenimin kafasının balyoz ya da benzeri bir cisimle ezildiğini, tanımamın imkansız olduğunu söyledi." dedi. Cesedin şuan otopside olduğunu belirten Öner, "Otopsiden sonra görmeme izin verecekler. Benden DNA testi için diş fırcası ve traş bıçaklarını istediler. Yetkililer, DNA testinden sonra cesetin Mehmet Fırat’a ait olup olmadığının kesinlik kazanacağını söylüyorlar." şeklinde konuştu.

DÜŞMANI YOKTU

İtalya’dan siyasi sığınma hakkı alan Mehmet Fırat, iki ay önce dayısı Mustafa Öner’in yanına geldi. Dayısı ve birkaç hemşehrisi dışında fazla tanıdığı olmayan Mehmet Fırat’ın bir ay önce ortadan kaybolduğunu dile getiren Mustafa Öner,
"Polise üç kez kayıp bildiriminde bulundum. Bütün aramalarıma rağmen herhangi bir sonuç alamadım.Bugün polisler ellerinde elbiseleri ile geldiğinde şoka uğradım." ifadelerini kullandı.

İki aydır Paris’te dayısının yanında kalan Mehmet Fırat’ın bekar olduğu ve diğer akrabalarının Urfa Halfeti’de yaşadığı belirtiliyor.


 


 

Urfa'da gelin verilen kadınların dramı!

Bozova ve Halfeti'nin köylerinde yaşayan genç kadınlar, aracılar tarafından ücret karşılığında batı ve Karadeniz illerine gelin veriliyor.

 

Urfa'nın Bozova ilçesine bağlı Yaylak beldesi ile Halfeti ilçesine bağlı Yukarı Göklü (Gogan) beldesi arasında bulunan yaklaşık 20 köyde genç kadınlar, "komisyon" alınarak Kütahya, Eskişehir, Afyon, Çorum gibi batı ve Karadeniz illerinden gelen ve kendilerinden oldukça yaşlı şahıslarla evlendiriliyor. Aileler, soyadını dahi bilmedikleri şahıslarla evlendirilen çocuklarının mutlu olduğunu savunurken, kendilerinden yaş be yaş büyük olan kişilerle evlendirilen genç kadınlar ise, aileleri tarafından okuldan alınıp tarlada çalıştırıldıklarını belirterek, maruz kaldıkları baskı nedeniyle bilmedikleri ve tanımadıkları yaşamı "kurtuluş" olarak tercih ettiklerini dile getirdi. 15 yaşındaki Z. Z. isimli genç kadın, nişanlandırıldığı Afyonlu Bayram Karakaş hakkında hiç bir bilgiye sahip olmadığı gibi "Ya ismimi değiştirirse" kaygısı yaşadığını söylemesi kendisinin olduğu gibi diğer genç kadınların içerisinde bulunduğu dramı özetliyor. Batı illerinden gelen şahıslara aracılık yapıp para aldığı iddia edilen Faik Arıkan'ın ise 4 çocuğunu aynı yöntemle Kütahya'dan birilerine gelin verdiği ortaya çıktı. 

'Biz çalışıyoruz erkekler yatıyor'

Bozova'nın Kosar (Qosar) köyünden Karanfil A. isimli yurttaş, Besime adındaki çocuğunu 7 yıl önce Kütahyalı Yakup isimli birine, Songül adındaki çocuğunu ise 4 yıl önce yine Kütahya'dan Ramazan isimli biri ile evlendirdiğini belirterek, soyadlarını dahi bilmediği çocuklarını, davul zurna eşliğinde uğurladığını dile getirdi. Çocuklarının rızasını aldığını savunan Karanfil A, "Demek ki kısmeti oradaymış ki oraya gitti. Çocuğu olduğu zaman da yanına gittik. Damat tarafı dininde imanında, niyazında olan bir ailedir.
Maddi durumları da yerindedir. Damadın ailesi Türk. Ne onlar benden bir şey anlayabiliyor ne de ben onlardan. Okula gitmemişim Türkçeyi nasıl bileyim" dedi. Ablalarının gelin gitmesine anlam vermeye çalışan 19 yaşındaki kardeşleri Fatma A ise, "Ablalarım Kütahya'ya gelin olarak gitti. Ailelerini seviyorlar. Ara sıra gidip geliyoruz. Her gün telefon açıyorlar. Herhangi bir sorun olmadığını söylüyorlar. Mecbur kaldılar ve oraya gittiler. Akrabalarımız çok az, babam tek kişidir. Dayılarım var onlar da sahiplenmedi. Onlar da sonuçta kendi gönlüyle oraya gitti. Hiçbir eksiği de yok" dedi. Kendi geleceğini kurgulayan Fatma A, şu trajik gerçeklere işaret etti: "Ben de şimdi evli değilim. Ama kısmetim orada olsa ben de giderim. Neticede abilerinin hanımları sana bakmaz. Orada burada sürüneceğime ben de kardeşlerim gibi gitmek zorunda kalırım. Bana sorarsan ben akrabalar ile evlenmem. Ablalarıma sahip çıkmayan bana da sahip çıkmasın. Kardeşim çok uzakta doğal olarak onu çok özlüyorum, sadece telefonla konuşup hasret giderebiliyoruz. Bu bölgede genel bir sorundur. Batıya gelin gitme vakaları hep yaşanıyor. Buradaki yaşantımız başlı başına büyük bir sorundur. Sabahtan akşama kadar 20 TL için tarlaya çalışmaya gidiyoruz. Çapa yapıp, pamuk topluyoruz. Sulama yapıyoruz. Erkekler de öğlene kadar kendilerine yatıyorlar. Kimse de onlara karışmıyor. Yani anlayacağınız bütün yük kadınların omuzlarındadır."

Annesinin cenazesine gelemedi

Aynı köyden 7 yıl önce adı ve soyadını dahi hatırlamadığı Tokatlı biri ile kardeşi Filiz'i evlendiren Mahmut A. isimli yurttaş ise, şu an kardeşinin simasını hatırlayamadığını söyledi. "Filiz Tokat'a gelin olarak gitti" diyen Mahmut A. şunları söyledi: "Tabi kardeşimi gelin olarak verdikten sonra pişman da olduk. Keşke vermeseydik. Tokat 600 kilometre uzaklıkta ve kardeşimi göremiyorum. Bazı insanlar araya girerek kızlarımızın uzak yerlere gitmelerine neden oluyorlar. Sonuçta kandırılıyoruz. Aileyi de tam olarak tanıyamıyoruz. Nedir, neyin nesidir? Bilemiyoruz. Bu konuda Kürtlere sesleniyorum; kesinlikle kızlarınızı ve kardeşlerinizi uzak yerlerdeki yörelere vermeyin. Annelerinin dizlerinin başında otursunlar. Anne, babalarına hizmet etsinler daha iyidir. Kendi yörelerindeki insanlarla evlensinler. Kör, topal birisiyle evlensinler; ama batıdan herhangi birisiyle evlendirmeyin." Yaşadıklarından ders çıkartmadıklarını söyleyen Mahmut A, "Kendini uyanık sananlar, ailelerin yakasına yapışıp arabuluculuk yapıyorlar. Aileleri kandırıyorlar. 'Bir aile var, varlıklı, zengin, iyi bir aile' diyerek insanlarımızı kandırıyorlar. Para karşılığında kızlarımızın da hayatlarını mahvediyorlar" diyerek, çocuklarının resmen para karşılandığında satıldığını anlattı. Filiz'in annesinin cenazesine dahi gelemediğini hüzünlü bir şekilde anlatan Mahmut A, "Ondan önce de annesi yaklaşık 3 ay yoğun bakımda kaldı. Aradaki mesafeden dolayı gelemedi. Eşi de ona 'Tek başına gidiyorsan git, gitmiyorsan senle gelemeyiz' dedi. Telefonla konuşuyoruz ama insan birbirlerini göremedikten sonra rahat olamıyor" diye konuştu. 

'Kürt kızlarını köle niyetine alıyorlar'

Anne ve babası yaşamını yitirdikten sonra Afyon'un Dinar ilçesine gelin olarak verilen Şakire isimli genç kadının ağabeyi Muhittin Ş. de kardeşinin şu anki soyadını bilmediğini belirtti. Muhittin Ş, kardeşi Şakire'nin öyküsüne dair şunları anlattı: "Sonuçta farklı bir yer ve kültür. Şüphesiz oraya giden kızlarımız belli bir zamandan sonra büyük sorunlarla karşılaşıyorlar. İnsanlar genelde maddiyata önem veriyorlar. Ben kardeşimin evini görmüş değilim. Sadece telefonla bazen konuşuyoruz. Batıdan gelip kızlarımızı isteyenler de genelde fakir, ekonomik durumları zayıf olan insanlardır. Orada da kız verilmeyen kişiler geliyorlar ve bizim güzel Kürt kızlarımızı resmen köle niyetine alıyorlar. Kızlarımız oraya gidip tarlada çalışıp hayvanlara bakıyorlar. Anlayacağın oraya gidip kölecilik yapıyorlar." 

Şakire'nin ablası Adile Ş. ise, kardeşinin evini görmediğini söyledi ve "Biz onların kızlarını istesek onlar bize vermez bunu çok iyi biliyorum. Bizlerle dalga geçiyorlar. Ve bunu bile bile yine de çocuklarımızı veriyoruz maalesef. Şimdi iki çocuğu var. Ve perişan haldeler. Önce geldiklerinde bunlar zengin, varlıklı kişiler diye tanıttırılıyorlar. Ama sonradan hiçbir şeylerinin olmadığı ortaya çıkıyor. Gittikten sonra çok üzüldüm. 3 gün ağladığımı hatırlıyorum. Kaderimiz böyleymiş demek. Kesinlikle bizim düştüğümüz hataya kimse düşmesin" dedi.

'Aracılık yapıyorum'

Kadınların para karşılığı evlendirilmesine aracılık yaptığı ileri sürülen Dina köyünden Faik Arıkan, 4 çocuğunu Kütahya'ya gelin vermiş. 7 yıl önce kızını kayın pederinin aracılığı ile gelin verdiğini söyleyen Arıkan, "Aradan 3-4 yıl geçti ve benim diğer kızlarım Tevrat, Yemen ve Kudret'e de aynı yerden 3 kardeş talip çıktı. Yavaş yavaş kız kardeşlerin 4'ü de gitti. Oralar da Türklük, Kürtlük diye bir şey yoktur" diyerek, kendini savundu. Arıkan, para karşılığı aracılık yaptığı yönündeki iddialara ilişkin ise şu anlatımlarıyla doğruladı: "Dışarıdan bazen misafirlerim geliyor, onlara gelin bulmak için yardımcı oluyorum. 'Senin tanıdığın iyi akrabaların varsa almak istiyoruz' diyorlar. Ben de varsa var diyorum. Yoksa zaten yok diyorum. Hatta karşılığında bana para da teklif edildi, ben reddettim. Öyle bir şey olur mu dedim. 'Akrabayız, dostuz ve bu tür hayırlı işler de para alınır mı?' diyerek kesinlikle olmaz dedim. Benim aracılığımla onları tanıştırıyorum." Çocuklarından uzak kalmanın acısı yüzüne yansıyan anne Telli Arıkan ise sadece, kızlarının mutlu olduğunu söylemekle yetindi.

'Afyon'da beni nasıl bir yaşam bekliyor bilmiyorum'

Cındi Z. adlı yurttaş da kimlikte 15; ancak kendi söylemiyle 20 yaşında olan çocuğu Z'yi Afyonlu Bayram Karakaş ile nişanlandırdı. 2 ay içinde Afyon'a gelin olarak gidecek olan ve annesinin yanında iken konuşmak istemeyen, daha sonra yalnız kaldığında yaşadıklarını anlatan Z., kendisini bekleyen yaşam ile köyde maruz kaldıklarını anlatırken, köydeki genç kadınların yaşadığı dramı özetliyor. "Bir kez tanışma fırsatı bulduğum nişanlıma 'İsmimi yanlış söylüyorsun' dedim ve doğru söylemesini istedim. O da bana 'Sonra bakarız' dedi. Daha sonra ismimin değiştirilmesinden çok korkuyorum" diyen Z, şunları dile getirdi: "Köyden kurtulmak istiyordum. Aklınıza gelebilecek bütün işleri yaptırıyorlar. İlk başta geldiklerinde çok uzaktır diye kabul etmedim. Ama köyden kurtulmak için kararımı değiştirdim. Çünkü köyden nefret ediyorum. Bu köyde çok baskı var. Ağır işler yaptırıyorlar. Bu köyde yapmadığım iş kalmadı. Böylece şehre gitmeyi bir kurtuluş olarak görüyorum. Okulumu okumaya izin vermediler. Kardeşimi de okuldan aldılar zaten. Okumayı seviyordum. Ama izin vermediler. Eğer bir aile çocuğunu okul yerine pamuğa gönderiyorsa, insan bu aileden bir an önce kurtulmak ister. Orada neyle karşılaşacağımı bile bilmiyorum. İsmimi mi değiştirirler, artık ne yaşayacağımı bile bilmiyorum. Ben sadece bana dediklerine, konuştuklarına inanarak yola çıkıyorum." Z'nin annesi de ise gözleri dolu biçimde çocuğuna bakarak, "Kızıma baskı yaparlarsa geri alırım" dedi.

 



 

Tarım işçisi çocuklar karnelerini tarlada aldı


Eğitim Sen Urfa Şube Başkanı Halit Şahin, Urfa'nın Bozova ilçesi Sarunc köyünde mevsimlik tarım işçiliği yapan yurttaşların okullarını bırakmak zorunda kalan çocuklarına, tarlada karne verdi. Pamuk tarlasında çalışan yaklaşık 10 çocuk ve aileleri ile sohbet eden Şahin, mevsimlik tarım işçiliğinin Kürt çocukları için kader olmadığını ve önlem alınması gerektiğini belirtti.

Suriye'de savaştan kaçıp gelen yüz binlerce yurttaşa kucak açabilen bir devletin, kendi yurttaşına aynı hassasiyetle yaklaşmadığını ifade eden Şahin, çocukların okul döneminde okulda olmaları gerektiğini kaydetti.

Ellerinde çapa bulunan çocuklara karnelerini veren Şahin, Urfa'da her yıl 110 bini öğrenci olmak üzere 350 bin yurttaşın mevsimlik tarım işçiliği için göç ettiğini belirtti. Nisan, Aralık ayları arasında çocukların tarlada kaldığını ve dönemin yarısında okulda bulunmadıklarını söyleyen Şahin, "Milli Eğitim veya hükümet hiçbir tedbir almıyor. Bu çocuklar okullarından uzakta günlük 15 TL'ye çalışmak zorunda bırakılıyor. Tedbir alınmaz ise çocuklar için bir gelecekten bahsedemeyiz" dedi.

20 TL'ye köle gibi çalıştırılıyorlar

Karneleri ellerinde, çapa yapmaya devam eden çocuklardan Ahmet Çiftçi, lise 1'inci sınıf öğrencisi olduğunu söyleyerek, karnesini okulda almak istediğini, ancak babası hasta olduğu için çalışıp ailesine bakmak zorunda olduğunu belirtti. Ortaöğretim öğrencisi Sakine Ayhan ve Emine Çiftçi ise yüzlerini kapatarak, "Okumak çok güzel ama biz çalışmak zorundayız" dedi. Ayhan ile Çiftçi, gün doğumu ile batımı arası çalıştıklarını ve karşılığında 20 TL aldıklarını söyledi. İlköğretim son sınıf öğrencisi Medine Erbil'in çalışma nedeni ise daha trajik. Medine, ağabeyi ile tarlaya gelmesinin nedenini şöyle anlattı: "Babam hasta. Para kazanamıyor. Para kazanıp ailemize bakmak zorundayız. Babamın tedavi parasını kazanmamız lazım."



 

GIRIS/KAYIT



KIMLER CEVIRIMICI

Şu anda 127 konuk çevrimiçi

ZIYARETCI SAYACI

mod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_countermod_vvisit_counter
mod_vvisit_counterBugün3986
mod_vvisit_counterDün6245
mod_vvisit_counterBu Hafta25131
mod_vvisit_counterBu Ay100001
mod_vvisit_counterToplam14923239

ISTATISTIKLER

Üyeler : 317730
İçerik : 71
Web Bağlantıları : 1
İçerik Tıklama Görünümü : 2250365
Copyright © 2005 - 2024 Gunde Dina-Deliler Köyü. Designed by olwebdesign.com